Üzerinde incecik siyah elbisesiyle Gizelle, odanın loş ışığında çıplak tenini gösteriyordu. İnce bedeninin her kıvrımı göz alıcıydı; özellikle de o dar elbiseyle hafifçe belli olan sarkık küçük amcığı, adeta davetkardı. Adamın bakışları onun üzerine kilitlenmişti, yanındaki sandalyeye çömelip önce dudaklarını yalamaya başladı. Gizelle’nin tedirgin ama arzuluyla dolu nefes alması ortamı iyice ısıttı. Elbisesini yavaşça yukarı çekip belindeki o pürüzsüz deriyi ortaya çıkardı, ardından göğüslerini avuçlayarak sertçe sıktı, amcıkları dikleşip sertleşti hemen.
Ardından dizlerinin üstüne çöktü, gizemli ve dar amcığını dillerinin arasında hissederken içten bir inilti yükseldi kızdan. Amcığını yalayıp emme şekliyle onu delirtti, dilini sertçe dolaştırıyor, kısa süre sonra dilinin ucuyla o minik deliğe hafif dokunuşlar yapıyordu. Gizelle hafiften başını geriye atıp inliyordu; bu sakso onu çıldırtacak gibiydi. Derken adam usulca kalktı ve kalçalarını kavrayıp yere yatırdı kızı. Amcığını çıkarıp ağzına kadar soktu önüne; ince bacaklarını açmış şekilde üzerine yüklenmesini bekliyordu.
Köklüyü hızla bastırmaya başladı adam, her girişi derin ve acımasızdı; amcığın o dar delikten girmesiyle birlikte gerçek bir savaş başlamıştı adeta. Gizelle’nin yüzü kıvrılıyor, inlemeleri daha da keskinleşiyordu. Her köklemede göğüsleri yerinden fırlayacak gibi titriyor, elleri yataktaki çarşaflara kenetlenmişti. Adam tensel temasın verdiği hazzı katlayarak devam etti; kalçalarını sıkıca kavrayıp daha sert dayadı kadının içine doğru.
Sonunda ikisi de sınırlarına dayanmıştı, ter içinde kalmış bedenlerinden yüksek sesli iniltiler yükseliyor; adam son darbeyi vurup tüm şiddetiyle boşalırken Gizelle de uzun bir çığlık attı sonunda. O an bedenleri birbirine kenetlenmiş, tam anlamıyla vücudun ve ruhun teslim olduğu an olmuştu. İnatçı tutku odada hâlâ yankılanıyordu.
